Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Şenel’in babası Mustafa, annesi Feyzan Damar ile eşi Levent Şenel’in yanı sıra çok sayıda avukat ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de katıldı.
Avukatı aracılığıyla sıhhat durumunu münasebet göstererek duruşmaya gelmeyeceğini ileten tutuksuz sanık Vahit Bıçak ise yargılamanın devam ettiği sırada, eli sargılı halde mahkeme salonuna gelerek sanık kürsüsündeki yerini aldı.
Baba Mustafa Damar, yaklaşık 4 yıldır hukuk uğraşı verdiğini belirterek, işlediği kabahatlerden ceza verilmediği için sanığın cürüm işlemeye devam ettiğini savundu.
Bıçak’ın, hakkında onlarca soruşturma açılmasına neden olduğunu, bunların tamamının takipsizlikle sonuçlanmasına karşın evvelki celse yazılı savunmasında bu gerçeği çarptırdığını belirten Damar, “Kendisini vefatla tehdit ettiğime dair beyanlarda bulunuyor, bununla ilgili soruşturma olduğunu söylüyor fakat soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını belirtmiyor. Sanığın maksadı yargıyı kandırmak fakat mahkemenin layıkıyla karar vereceğini düşünüyorum.” dedi.
“BEN YILLARDIR GÖZYAŞLARIMI KATIP GELİYORUM”
Anne Feyzan Damar ise kızının canavarca hisle katledildiğini, buna ait yapılan yargılamada sanık Bıçak’ın, onun manevi anısına hakaret içeren tabirler kullandığını belirterek, “Sanık her seferinde şeker hastası olduğu için duruşmaya gelmek istemiyor. Kendisine geçmiş olsun, insülin iğnesini vurup gelebilirdi. Benim içimin yangını şeker hastalığına benzemez, tedavisi yok. Ben yıllardır gözyaşlarımı katıp geliyorum.” diye konuştu.
Sanık Bıçak’ın avukatı Ersoy Aytaç da bilhassa “kadın cinayeti” ve “hırsızlık kabahati işleyenlerin” yargılandığı davalarda avukatlık yapanların kimi vakit linç edildiğini tez etti.
Benzer bir durumun Bıçak’ın sanık avukatlığı yaptığı Ceren Damar cinayet davasında yaşandığını, bu durumun savunma hakkını ihlal ettiğini ileri süren Aytaç, avukatların yalnızca mesleğini icra etmeye çalıştıklarını söyledi.
Sanık Bıçak ise savunma hazırlamak için ek mühlet talep etti.
Beyanların akabinde orta kararını açıklayan mahkeme heyeti, savunmasını hazırlaması için sanık Bıçak’a son sefer mühlet verildiğini belirterek duruşmayı 10 Mart’a erteledi.
İDDİANAMEDEN
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde, akademisyen Ceren Damar’ın kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından odasında öldürüldüğü hatırlatıldı.
Bu aksiyonundan ötürü Hikmet’in, Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesince 21 Şubat 2020’de “kişiyi yerine getirdiği kamu misyonu nedeniyle öldürmek” kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına çarptırıldığı aktarıldı.
İddianamede, Hikmet’in avukatlığını üstlenen Vahit Bıçak’ın yargılama boyunca kullandığı birtakım tabirlerle Mustafa ve Feyzan Damar’a hakaret, hayatını kaybeden Ceren Damar’ın ise “hatırasına hakaret” ettiği, bu nedenle cezalandırılması gerektiği kaydedildi. Kelam konusu kabahatlerden Bıçak’ın 10 yıla kadar mahpusu isteniyor.